30.06.2012

Wake up


Kafanızı pencereden şöyle bir uzatın, yolda yürüyen insanlardan tutun da, cafelere, hastanelere kadar tahmin yürütebileceğiniz her mekanda insanlar cep telefonlarına deli gibi odaklanmış durumdalar. Ne yolda yürüyen adam için yanındaki, ne cafede oturan için karşısındaki, gitgitde yeni bir boyut kazanan cep telefonu kadar ilgi odağı olamıyor artık.İnsanlar karşılıklı iki çift laf etmekten, sohbet etmektense, kafalarını o küçük alete gömüp sanal alemi yaşayıp, adeta onunla tatmin oluyorlar.
Gidilen bir mekanda vakit geçirmek, oranın, o anın tadını çıkarmak değilde facebook'a twitter'a şununla burdayım diye yazıp etiketlemek daha cazip, daha tatmin edici olmuş sanki. Günlük rutin işlerini yaparken bile sürekli kim ne paylaşmış, ne yazmış, ne yapmış iç güdüsüyle yanıp tutuşan insanlar o kadar çok ki. Otobüste, trende, tramvayda, alışveriş merkezlerinde.. heryerdeler. Uzun zamandır görüşmediğin bir arkadaşın ile bir buluşma sırasında, senden ve ondan çok yaratılan sanal dünyanın nimetleri önem kazanır hale gelmiş ise eğer o ortamdan ve o kişiden acilen kaçmalı.Çünkü ben hala kanlı canlı bir insanım, sanal değil. Okuduğum bölüm yada yaşadığımız yüzyıl her ne kadar bilgisayar ve telefonla iç içe yaşamamızı gerektirse de bir süre bu yapmacık dünyadan kopup kurtulmanın yolları elbet vardır.
Bence çok üzücü, insanların artık birbirlerinin yüzlerine bakıp, söyleyecek laflarının kalmamış olması. Oysa çaylar, kahveler, kitaplar fotoğraf karelerinin dışında da güzeller.