23.04.2013

Hayatımın iplerini elime almaktı tek derdim.
Olmadı.
Artık sadece zaman diyorum geleceği düşününce, sadece bekleyiş, sadece akıntıya bırakabilmek kendini..
Kadere inanıyorum artık.
Herşey olacağına varıyor, çabalıyorsun, cebelleşiyorsun, uğraşıp didiniyorsun, hayat denien bu karmakarışık yapı yine kendi içinde bir yöne doğru oluşumunu sürdürüyor.
Ama olurken kişiye binbir tecrübe, binbir yaşanmışlık ve binbir varoluş acısı hediye ediyor.
Ne garip..ama ne kadar yalın.

4.04.2013

Biliyor musun?

Çünkü beni bilmiyorsun, tanımıyorsun. Hangi müzikleri sevdiğimi, hangileri dinlerken aklımdan nelerin geçtiğini, neden bir anda kahkahayı basarken hemen ardından gözlerimin dolduğunu, neden yüzümün asıldığını, üzüldüğümde ne yaptığımı bilmiyorsun. Hayır, üzüldüğümden değil, üzüldüğümde hiç yanımda olmadığından. Çünkü sen beni hiç tanımıyorsun. Gün boyu dalıp gidip kafamda ne tür hastalıklı düşüncelerin geçtiğinden haberin yok. Biryerlerde yürürken, mendil satma çabası içinde soluk gözlerle yüzüme bakan insanlar,çocuklar gördüğümde kendimi ne kadar berbat hissettiğimi bilmiyorsun. Yürüyemeyen bir insan gördüğümde yanından yürüyerek geçerken ne kadar utandığımı, bacaklarımdan ne kadar nefret ettiğimi bilmiyorsun. İnsanların kurduğu bu 'kusurlu' saçma düzenden ne kadar nefret ettiğimi, içten içe ne kadar sorguladığımı bilmiyorsun. Bilmiyorsun ne kadar nefret ettiğimi; yaşayabilmek için param olması gerektiği fikrinden, her sabah neden okula gittiğimden, bir türlü ileride mutlu olabilmem için neden o soruları çözebilmeme gerek olduğunu kendime açıklayamadığımdan. Her sabah gözlerimi açtığımda yorganımı bırakıp yorgunluğuma sarıldığımı, nasılsın sorusuna iyiyim derken neden iyi olmadığımı kendim de bilmediğimden o sırada içimde oluşan kaçıp gitme isteğini bilmiyorsun. Tabiki kızmıyorum. Bilmiyorsun, bilmeyebilirsin, bilmek zorundada değilsin. Sadece ben, senin bildiğin ben değilim.