21.10.2013

Bir türkü tutturmuşum

Bir ayrılık türküsünü dinlemenin yaşı var mıdır, Ne kadar büyümeliyiz gerçek bir türkü için, ne kadar beklemeliyiz, Aynı şeylere bağlanmaktan körelmiş ruhumuzu döndürebilir miyiz yaptığımız hataların tek sebebinin "çocukluk" olduğu günlerdeki haline, Bir kalbi ne zaman veresiye değil de gerçekten alabiliriz, Ne kadar daha yaşasak bir bulaşık deterjanından bile daha gereksiz olduğumuzu kabullenebiliriz, Kendimizi ne ölçüde sevmeliyiz birinin bize inanabilmesi için,  Aslında çok düşündüğümüzü anlatmanın bir yolu olabilir mi günlerce düşünmeden, karanlığa, karamsarlığa düşmeden de, Gece bitmesin diyerek geceyi yaşadıkça sabahı daha hızlı getirdiğimizi söyleyebilir miyiz soğuk kanlılıkla, Hiçbir şey bilmediğimiz zamanları özlediğimizi, ara sıra yaşadığımız bilinç kaybını nasıl açıklayabiliriz, Söylediklerimizi yapamayışımızı, güçlüyüm maskesiyle dolaşıp içinde binlerce parçaya bölünürken aslında güçlünün de yıkılması için ters yönden gelen birkaç rüzgar darbesinin yeterli olduğunu farketmeyişimizi, İtiraf edebiliyor muyuz görmezden gele gele uzaklaştığımızı, bize benzemeyenlere yabancılaştığımızı ve söyleyecek şeyleri bulmak için gittiğimiz anılardan bir daha dönemediğimizi. Türkülerle anlatabilir miyiz sahiden bunları?

2 yorum:

  1. Muallaktır türkü dinleme yaşı... Mumları söndürür gibi bir gün geliverir, dini milleti de yoktur namussuzun, arkasından el sallarsın ve şarkılar dinlersin artık bir şeyler için...

    gibi...
    http://www.youtube.com/watch?v=Hcgwsro2_a8

    YanıtlaSil
  2. Eskiden arkasından su dökerdim artık bir türkü açıyorum

    YanıtlaSil